29 Nisan 2017

BİZDEN ÖYKÜLER





KÜÇÜK ÇAM


Büyük ağaçların, yemyeşil çayırların, çeşit çeşit hayvan ve bitkinin olduğu bir ormanda herkes mutluymuş. Tavşanlar hoplayıp zıplar oyun oynar, kelebekler uçuşur, arılar çiçekten çiçeğe konar bal toplarmış. Herkes mutluymuş ama Çam Ailesi o gün daha bir mutluymuş çünkü aralarına küçük bir çam daha katılmış. Anne Çam, Baba Çam ve diğer çamlar neşe içindelermiş. Küçük Çam da öyle... Herkesle tanışmış tek tek. Ama bir sorun varmış Küçük Çam'a göre.

“Anne ben sizden biraz uzağım. Bu korkutucu.“ demiş Küçük Çam. 

“Neden korkutucu olsun ki küçüğüm? Hepimiz yanındayız.“ demiş Anne Çam.
“Ama anne rüzgar çıktığı zaman ya da yağmur yağdığı zaman kim koruyacak beni? Ben daha çok küçüğüm. “ diye sormuş Küçük Çam.


Anne Çam “Sana bir şey olmasına izin vermem küçüğüm, merak etme sen.“ diye avutmaya çalışmış ama küçüğün dediği doğruymuş aslında. Küçük Çam diğer çamlardan biraz uzaktaymış. Ağlamaya başlamış Küçük Çam: “Ama ben sizden uzaktayım, ben uzaktayım, ben yalnızım.“


Anne Çam “Ne yapsam? Nasıl ikna etsem de korkmasına engel olsam?” diye düşünürken bir de ne görsün? Küçük Çam'ın hemen yanında minik bir papatya var. Minicik beyaz yaprakları olan, minicik bir papatya. Hem de tek başına, bir başına. Şaşkın şaşkın Küçük Çam ve ailesinin konuşmalarını dinliyormuş.


“Bak miniğim, etrafına iyi bak. Sen bizden biraz uzakta olabilirsin ama senin yanında senden daha küçük bir papatya var. Hem de bir başına. Asıl yalnız olan o. Etrafına iyi bak, ondan başka papatya var mı? Rüzgar onun tohumunu ailesinden çok uzak bir yere savurmuş. Sen ondan çok büyüksün, asıl senin koruyacağın biri var.“ demiş Anne Çam.


“Ama ben çok küçüğüm anne, daha kendimi nasıl koruyacağımı bilmiyorum. Onu nasıl koruyabilirim ki?“ demiş Küçük Çam. 


“Zamanı gelince ne yapacağını bulacaksın.“ diye cevap vermiş Anne Çam.


Günler geçmiş, havalar soğumuş ve kuvvetli bir rüzgar çıkmış. Ağaçların dalları sallanmaya, yaprakları hışırdamaya başlamış. Minik Papatya korkudan titremiş, ağlamaya koyulmuş. 


“Korkma Minik Papatya, korkma ben yanındayım“ diyerek iki dalıyla sarıvermiş papatyayı Küçük Çam. Onun minik beyaz yapraklarının kopup uçmasına, kökünün zorlanıp sökülmesine engel olmuş. Fırtınanın hemen peşinden şakır şakır yağmur yağmaya başlamış. Hemen Minik Papatya'ya doğru eğilivermiş Küçük Çam. Ona çatı görevi yapmış, korumuş yağmurdan da.


Tüm gece anne ve diğerleri izlemiş Küçük Çam'ın yaptıklarını. Sabah olunca hava açmış, güneş çıkmış ve yerler kurumuş.


Minik Papatya, “Çok teşekkür ederim. Hayatımı kurtardın. Sen olmasaydın ben ne yapardım?“ demiş Küçük Çam'a.


Gururla duran Küçük Çam'ı diğer çamlar da tebrik etmişler. Anne Çam da onunla gurur duyduğunu söylemiş ve eklemiş: 

“Bedeninin ne kadar küçük olduğuna bakma. Her zaman zor durumda olan birilerine senin de yapacağın bir şeyler var. Bunu sakın unutma."

2 yorum:

  1. ya nefis bir hikaye bu ya o kadar güzel ve anlamlı ki. dur bunu bloguma koyayım en kısa zamanda okusunlaar :)

    YanıtlaSil
  2. Deeptone sayesinde bloğunuzu ziyarete geleyim dedim.Çok güzel bir hikayeyle karşılaştım.Ne kadar anlamlı olmuş.Kaleminize, yüreğinizi sağlık:)

    YanıtlaSil

UZUN BİR ARADAN SONRA VEDA...

Merhabaaaa uzun bir süredir yoktum bilgisayarım bozuldu falan bir sürü aksilikler oldu gelemedim ama artık döndüm ama bu sefer bura...